Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılı çocuk istatistikleri, ülke nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan çocukların sayısındaki değişimleri gözler önüne serdi. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, Türkiye nüfusu 85 milyon 664 bin 944 kişiyken, bu nüfusun 21 milyon 817 bin 61'i çocuk olarak belirlendi. Bu durum, çocuk nüfusunun toplam nüfus içindeki payının yüzde 25,5 olduğunu gösteriyor. Peki, bu oran gelecekte nasıl bir değişim gösterecek ve bu durum Türkiye için ne anlama geliyor?
Çocuk Nüfusunun Demografik Yapısı
Çocuk nüfusunun cinsiyet dağılımına bakıldığında, yüzde 51,3'ünü erkek çocukların, yüzde 48,7'sini ise kız çocukların oluşturduğu görülüyor. Bu veriler, cinsiyetler arasında dengeli bir dağılım olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, çocuk nüfusunun genel toplam içindeki payındaki değişim, dikkat çekici bir eğilim sergiliyor. Birleşmiş Milletler (BM) tanımına göre 0-17 yaş grubunu kapsayan çocuk nüfus, 1970'te toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken, bu oran 1990'da yüzde 41,8'e ve 2024'te ise yüzde 25,5'e gerilemiş durumda.
Bu düşüş eğilimi, gelecekte de devam edeceğe benziyor. Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 22,1'e, 2040'ta yüzde 17,9'a, 2060'ta yüzde 16,9'a, 2080'de yüzde 15,2'ye ve 2100'de ise yüzde 14,5'e kadar düşeceği öngörülüyor. Bu projeksiyonlar, Türkiye'nin demografik yapısında önemli değişikliklerin yaşanacağını ve yaşlı nüfusun artacağını işaret ediyor.
Avrupa Birliği ile Karşılaştırma
Türkiye'deki çocuk nüfus oranını Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle karşılaştırmak, durumun daha net anlaşılmasına yardımcı olabilir. 2024 yılında AB üyesi 27 ülkenin ortalama çocuk nüfus oranı yüzde 17,8 olarak belirlendi. AB ülkeleri arasında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla İrlanda (%23), Fransa (%20,8) ve İsveç (%20,6) olarak kaydedildi. En düşük çocuk nüfus oranına sahip ülkeler ise Malta (%14,7), İtalya (%15,1) ve Portekiz (%15,7) oldu.
Türkiye'nin yüzde 25,5'lik çocuk nüfus oranı, AB ortalamasının üzerinde olsa da, düşüş eğilimi dikkate alındığında, gelecekte AB ortalamasına yaklaşması bekleniyor. Bu durum, Türkiye'nin demografik yapısının Avrupa ülkeleriyle benzer bir yöne doğru evrildiğini gösteriyor.
Peki, bu düşüşün nedenleri neler olabilir? İşte bazı olası faktörler:
- Eğitim Seviyesinin Yükselmesi: Kadınların eğitim seviyesinin artması, doğum oranlarını düşürebilir.
- Kentleşme: Kırsal kesimden kentlere göç, ailelerin çocuk sahibi olma eğilimini azaltabilir.
- Ekonomik Faktörler: Çocuk yetiştirme maliyetlerinin artması, ailelerin daha az çocuk sahibi olmasına neden olabilir.
- Doğum Kontrol Yöntemleri: Doğum kontrol yöntemlerinin yaygınlaşması, ailelerin istedikleri zaman çocuk sahibi olmalarını sağlayabilir.
Sonuç olarak, TÜİK'in açıkladığı çocuk istatistikleri, Türkiye'nin demografik yapısında önemli değişimlerin yaşandığını ve gelecekte yaşanacağını gösteriyor. Çocuk nüfusunun azalması, yaşlı nüfusun artması, iş gücü piyasası, sosyal güvenlik sistemi ve ekonomik büyüme gibi birçok alanda önemli sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, Türkiye'nin demografik yapısındaki değişimlerin yakından takip edilmesi ve bu değişimlere uygun politikaların geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, geleceğimiz çocuklarımızın elinde ve onların sağlıklı, eğitimli ve mutlu bireyler olarak yetişmeleri, ülkemizin geleceği için hayati öneme sahip.
