Gezi Parkı davasında tutuklu bulunanların serbest bırakılması talebiyle Geziye Özgürlük Koordinasyonu, Silivri Cezaevi önünde bir araya geldi. Eyleme, tutuklu yakınları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve Gezi direnişi sırasında hayatını kaybedenlerin aileleri de katıldı.
Osman Kavala'dan Cezaevinden Mesaj: "Düşman Hukuku Tehdit"
Açıklama öncesinde Gezi davasının sembol isimlerinden Osman Kavala'nın cezaevinden gönderdiği mesaj okundu. Kavala, mesajında şu ifadelere yer verdi:
Son olaylar, olağanüstü hukuksuz nitelikte tutuklamalar, kanaatimce Gezi davasındaki suçlamaların ne kadar düzmece olduğunun anlaşılmasını sağladı. Gezi davasının kitlesel protestoları kriminalize etmek için kullanılmış olduğunu gösterdi. Düşman hukuku uygulamaları, hukuk devleti için büyük bir tehdit oluşturuyor, demokrasi kurumlarının işleyişini tahrip ediyor. Bu gerçeğin her geçen gün daha iyi anlaşıldığına, insan hayatına ve insan haysiyetine değer veren anlayışın ülkemizde de egemen olacağına inanıyorum.
Kavala'nın mesajı, davanın siyasi bir araç olarak kullanıldığı ve hukuksuzlukların yaşandığı yönündeki eleştirileri bir kez daha gündeme getirdi.
Can Atalay: "Gezi Her Yerde!"
Gezi davasında mahkum edilen ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay'ın da cezaevinden gönderdiği mesaj okundu. Atalay, mesajında Gezi'nin bir direniş sembolü haline geldiğini vurgulayarak şunları söyledi:
Bu ülke GEZİ’yi yaşadı. Ve cesur yürekli kadınların ve gençlerin büyük bir ağacın yapraklarına dönüşerek kara bir dumanı dağıttığı, nefes aldırdığı bir ülke artık burası. Şaşırmaya, tuhaf anlamlar yüklemeye gerek yok. Gezi heryerde artık. Ve her yerde olmaya devam edecek.
Atalay'ın sözleri, Gezi ruhunun hala canlı olduğunu ve mücadelenin devam ettiğini gösterdi.
Geziye Özgürlük Koordinasyonu: "Adalet İstiyoruz!"
Geziye Özgürlük Koordinasyonu adına yapılan açıklamada, Gezi davasının bir cezalandırma ve gözdağı sistemi olduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
- Gezi, bu ülkenin vicdanıdır, eşitlik ve adalet için umududur.
- Barışçıl, yaratıcı, neşenin öznesi olduğu, özgürlük talebini dile getiren bir itirazın ortak hafızasıdır.
- O hafızayı susturmak için tam üç yıldır Çiğdem Mater’i, Mine Özerden’i, Can Atalay’ı ve sekiz yıla yakındır da Osman Kavala’yı hukuksuzca mahkûm ediyorlar.
Koordinasyon, tutukluların serbest bırakılması ve adalet sağlanması çağrısında bulundu.
Silivri Cezaevi önünde yapılan eylem, Gezi Parkı davasının hala Türkiye gündeminde önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor. Tutuklulara destek verenler, adalet taleplerini dile getirmeye devam edeceklerini vurguluyor. Gezi Parkı olayları, Türkiye'nin yakın tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuş ve toplumun farklı kesimlerinde yankı uyandırmıştı. Olaylar, çevreci kaygılarla başlayan bir protesto hareketi olarak başlamış, ancak daha sonra hükümet karşıtı gösterilere dönüşmüştü. Gezi Parkı olayları, Türkiye'de ifade özgürlüğü, toplanma hakkı ve demokrasi gibi konuları yeniden gündeme getirmişti. Olayların ardından birçok kişi gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Gezi Parkı davası, Türkiye'deki hukuk sistemi ve yargı bağımsızlığı konularında tartışmalara yol açmıştı.
Gezi Parkı davası tutuklularının serbest bırakılması talebiyle yapılan eylem, Türkiye'deki adalet arayışının bir parçası olarak görülebilir. Tutukluların serbest bırakılması ve adil bir yargılama yapılması, Türkiye'nin hukuk devleti ilkesine bağlılığının bir göstergesi olacaktır. Gezi Parkı olayları, Türkiye'nin toplumsal ve siyasi hayatında derin izler bırakmıştır. Olayların etkileri hala devam etmekte ve Türkiye'nin geleceği üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, Gezi Parkı davası ve tutukluların durumu, Türkiye için önemli bir konu olmaya devam edecektir.