20 Nisan 2025 Pazar

Baş Ağrısı ve Psikolojik Sorunlar Arasındaki İlişki! Şaşırtıcı Gerçekler

Baş ağrısı, pek çok insanın hayatının bir parçası haline gelmiş yaygın bir sorundur. Ancak, baş ağrısının sadece fiziksel nedenlere bağlı olmadığı, psikolojik faktörlerin de önemli bir rol oynadığı sıklıkla göz ardı edilir. Bu makalede, baş ağrısı ile psikiyatrik hastalıklar arasındaki ilişkiyi ve bu konuda merak edilenleri Liyezon Psikiyatrisi Uzmanı Prof. Dr. M. Kemal Arıkan'ın görüşleriyle ele alacağız.

Baş Ağrısı ve Psikiyatrik Hastalıklar Arasındaki İlişki

Prof. Dr. M. Kemal Arıkan'a göre, ağrı genel tıbbın ve özellikle de konsültasyon-liyezon psikiyatrisinin temel belirtilerinden biridir. Ağrı olmadan tıp düşünülemez. Ancak, her somatik belirtinin organik kökenli olmadığı, birçok belirtinin psişik kökenli olabileceği unutulmamalıdır. Günümüz tıp anlayışında her şey moleküler mekanizmalarla açıklanmaya çalışılsa da, somatik bulguların büyük bir bölümü organik kökenli değildir.

Baş ağrısı, kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen non-spesifik bir semptomdur. Yani, sadece baş ağrısına dayanarak kesin bir tanı koymak mümkün değildir. Baş ağrısı, basit bir gribal enfeksiyondan kaynaklanabileceği gibi, ciddi tıbbi durumların da belirtisi olabilir. Bu nedenle, öncelikle baş ağrısının başka bir hastalığa bağlı olup olmadığının araştırılması önemlidir. Migren ve gerilim tipi baş ağrıları gibi bazı baş ağrısı türleri ise belirli bir nedene bağlı olmaksızın tekrarlayıcı özellik gösterir ve başlı başına bir hastalık olarak değerlendirilmelidir.

Baş Ağrısının Nedenleri ve Türleri

Baş ağrısının birçok nedeni olabilir. Sistemik nedenler (anemi gibi) veya baş-boyun bölgesini etkileyen lokal sebepler baş ağrısına yol açabilir. Ayrıca, psişik kökenli baş ağrıları da görülebilir. En sık rastlanan baş ağrısı türü migrendir. Diğer sık görülen ağrı türleri ise gerilim tipi baş ağrısı ve küme baş ağrısıdır.

  • Migren: Genellikle zonklayıcı, şiddetli ağrılarla karakterize olan migren, ışığa ve sese karşı hassasiyet, bulantı ve kusma gibi belirtilerle birlikte görülebilir.
  • Gerilim Tipi Baş Ağrısı: Kaygı ve stresle ilişkili olan bu baş ağrısı türü, genellikle kronik bir seyir izler. Relaksasyon teknikleri bu tür baş ağrılarında oldukça etkilidir.
  • Küme Baş Ağrısı: Nadir görülen ancak çok şiddetli olan bu baş ağrısı türü, genellikle göz çevresinde veya şakakta yoğunlaşır.

Psikolojik Faktörlerin Rolü

Gerilim tipi baş ağrısı, en sık görülen baş ağrısı türüdür ve genellikle gündelik sıkıntılar ve stres faktörlerinin etkisiyle ortaya çıkar. Bu tür baş ağrılarını, altta yatan psikiyatrik durumun bir yansıması olarak değerlendirmek doğru bir yaklaşım olabilir. Psikiyatrik ilaçlar ve terapi yöntemleriyle gerilim tipi baş ağrıları büyük oranda tedavi edilebilir.

Prof. Dr. Arıkan, baş ağrısı ataklarının psikososyal streslerle tetiklenebileceğine dair ipuçları olduğunu belirtiyor. Ayrıca, aile öyküsü de önemlidir; bazı baş ağrıları genetik geçiş gösterebilir. Sosyoekonomik düzeyin düşük olması da baş ağrısı riskini artırabilir.

Baş Ağrısı ve Psikolojik Hastalıklar Arasındaki Ortak Mekanizmalar

Fiziksel ve psişik sorunlar, baş ağrısı söz konusu olduğunda karşılıklı bir etkileşim içindedir. Yani, biri diğerinin sonucu değildir, ancak aynı ortak mekanizmalarla ortaya çıkan iki yönlü bir etkileşim söz konusudur. Depresyon, bu duruma tipik bir örnektir. Hem migren hem de depresyon aynı nörotransmitter mekanizmalarıyla ortaya çıkar. Bu nedenle, migrende depresyona, depresyonda da migrene sıkça rastlanır.

Baş ağrısının en sık eşlik ettiği psikolojik hastalıklar arasında depresyon, bipolar bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk sayılabilir. Ayrıca, narsistik kişilik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu gibi B kümesi kişilik bozukluklarında da baş ağrısına sıkça rastlanır.

Uyku ve Madde Kullanımının Etkisi

Baş ağrısı ve uykusuzluk arasında yakın bir ilişki vardır. Horlama, uyku apnesi, insomnia (uykuya dalmakta ve sürdürmekte güçlük), sabah yorgunluğu gibi durumlar baş ağrısını tetikleyebilir. Madde kullanımı da baş ağrısı için önemli bir risk faktörüdür. Sigara, alkol ve diğer maddelerin kullanımı veya yoksunluğu ciddi baş ağrısı nedenleri arasında yer alır.

Tedavi Yaklaşımları

Baş ağrısı tedavisinde psikiyatri ve nöroloji disiplinlerinin birlikte çalışması büyük avantaj sağlar. Aşırı ilaç kullanımı, obezite, uyku bozukluğu, depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk ve kişilik bozukluklarının sıklığı göz önüne alındığında, psikiyatrisiz bir baş ağrısı polikliniğinin başarısız olacağı açıktır. Nörolojisiz bir baş ağrısı polikliniği ise ayırıcı tanıyı imkansız kılar. Algoloji de ağrının mekanizmalarını ele alan bir tıp disiplini olarak süreçte yerini almalıdır.

Tedavi sürecinde ilaçların yanı sıra biofeedback, kognitif davranışçı terapi ve relaksasyon tedavilerine de başvurulur. Eğer baş ağrısı psişik travmalara tepki olarak ortaya çıkmışsa, terapide EFT ve EMDR yöntemleri de kullanılabilir. RTMS (transkraniyal manyetik uyarım) da dirençli vakalarda denenebilecek bir tedavi seçeneğidir.

Sonuç olarak, baş ağrısı sadece fiziksel bir sorun olmayıp, psikolojik faktörlerle de yakından ilişkilidir. Baş ağrısının nedenini belirlemek ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamak için multidisipliner bir yaklaşım benimsemek önemlidir. Psikiyatri, nöroloji ve algoloji uzmanlarının işbirliği, baş ağrısı tedavisinde başarı oranını artıracaktır.

İlgili Haberler