16 Nisan 2025 Çarşamba

Abdülhak Hamid'in Yükselişi ve Düşüşü: Şiirde Zirve, Hayatta Eleştiri!

Türk edebiyatının önemli isimlerinden Abdülhak Hamid, vefatının 88. yıl dönümünde anılıyor. Sanatıyla övgü toplarken, yaşam tarzıyla eleştirilen bu önemli şair, edebiyat dünyasında derin izler bırakmıştır. Süleyman Nazif'in "Bundan yüksek şair, bundan alçak adam görmedim" sözleriyle özetlediği gibi, Hamid'in kişiliği ve sanatı arasındaki tezat, uzun yıllar boyunca tartışma konusu olmuştur. Necip Fazıl'ın metafizik damarının öncüsü olarak gördüğü Hamid, Mehmet Âkif ve Yahya Kemal gibi önemli isimlerle de farklı etkileşimler yaşamıştır.

Hamid ve Edebiyatın Devleri: Âkif ve Yahya Kemal'in Eleştirileri

Abdülhak Hamid'in dilinin "çapaklı" olduğu, edebiyat çevrelerinde yaygın bir kabuldür. Şiirlerindeki sanatsal değer, dilindeki kusurlara rağmen kendini gösterir. Ancak, mükemmeliyetçi dil anlayışına sahip olan Mehmet Âkif ve Yahya Kemal, Hamid'in bu yönünü eleştirmişlerdir. Âkif, Hamid'in dizelerindeki bazı ifadeleri düzeltme ihtiyacı duymuş, örneğin "Sahrayı şebih edip mesile/Derya kuşanan taliasıyla" dizesini "Sahraları döndürüp mesile" şeklinde değiştirmiştir. Yahya Kemal ise Hamid'i "dâhi olmasaydı şair olurdu" şeklinde yorumlayarak, onun potansiyelini tam olarak gerçekleştiremediğini ima etmiştir.

Nüktedan Şair: Hamid'in Esprili Yanı

Uzun bir ömre sahip olan Abdülhak Hamid, Tanzimat'tan Cumhuriyet'e uzanan bir süreçte yaşamıştır. Yaşamının son dönemlerinde, dilde yapılan değişiklikler ve yeni harflerin kabulüyle birlikte, ismi "Hamid"den "Hamit"e dönüşmüştür. Bu duruma esprili bir yaklaşımla "Âhir-i ömrümüzde ismimizin sonuna bir it taktılar!" şeklinde bir nükte yapmıştır. Bir diğer nüktesinde ise "Hamdık, it olduk!" diyerek, yeni imlada uzatmaların kalkmasına gönderme yapmıştır. Bu anekdotlar, Hamid'in sadece büyük bir şair değil, aynı zamanda zeki ve nüktedan bir kişilik olduğunu da göstermektedir.

Hamid'in Mirası: Şans ve Şanssızlık Bir Arada

Abdülhak Hamid, günümüzde hem şanslı hem de şanssız bir konumdadır. Eserlerinin külliyat halinde yeni alfabeye aktarılmış ve basılmış olması büyük bir şanstır. Bu çalışmada Mehmet Kaplan ve İnci Enginün'ün emekleri büyüktür. Ancak, dilinin ağır ve eski olması nedeniyle, eserleri günümüz okurları tarafından yeterince ilgi görmemektedir. Yine de, akademik alanda Hamid hakkında birçok çalışma yapılmakta ve onun edebiyatımızdaki yeri ve önemi tartışılmaya devam etmektedir.

İlgili Haberler