Elmalılı Hamdi Yazır'a Vefa: "Hak Dini Kur'an Dili" Yeniden!
Gündem

Elmalılı Hamdi Yazır'a Vefa: "Hak Dini Kur'an Dili" Yeniden!


25 May 20255 dk okuma1 görüntülenmeSon güncelleme: 25 May 2025

Mutlakiyet, Meşrutiyet ve Cumhuriyet devirlerine tanıklık etmiş, çok yönlü bir şahsiyet olan Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, vefatının 83. yılında hala eserleriyle yaşamaya devam ediyor. Özellikle "Hak Dini Kur'an Dili" adlı tefsiri, günümüzde dahi aşılamamış bir başyapıt olarak kabul ediliyor. Ketebe Yayınları, bu kıymetli eseri, yazılmaya başlanmasının 100. yılında 8 ciltlik özel bir baskıyla yeniden okurlarla buluşturuyor.

"Hak Dini Kur'an Dili" Yeniden Okuyucuyla

Prof. Dr. Asım Cüneyd Köksal ve Doç. Dr. Murat Kaya'nın yayına hazırladığı bu özel baskı, eserin yazma nüshalarına dayanarak, müellifin kaleme aldığı özgün metnin en sağlıklı halini sunmayı amaçlıyor. Bu çalışma, uzun ve titiz bir emeğin ürünü olarak ortaya çıkmış.

Prof. Dr. Asım Cüneyd Köksal, 1925 yılında yazılmaya başlanan eserin ilk baskısının oldukça sorunlu olduğunu belirtiyor. Köksal, "Elmalılı eseri Arap harfleriyle müsvedde olarak kaleme alıyor, hattat kardeşi Hattat Mahmut Bedrettin Yazır da yine Arap harfleriyle temize çekiyor ve basıma gönderiyor. Tam bu noktada eser, Arap harflerinden Latin harflerine hızlı bir şekilde aktarılıyor. Bu da imla itibariyle oldukça sorunlu bir neşre sebep oluyor" diyor. Bu yeni baskı, bu sorunları gidermeyi hedefliyor.

Köksal ayrıca, yazmalardan yanlış aktarımlar, eksiklikler ve atlanmış kelimeler tespit ettiklerini de belirtiyor. Bu hataların sehven gerçekleştiğini ifade eden Köksal ve Kaya, lisans dönemlerinden itibaren ilgilendikleri eser üzerinde titiz bir çalışma yürütmüşler.

Tefsirin Yazma Nüshaları ve Önemi

Eserin birden çok yazma nüshasının bulunmasının sebebi, Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapılan sözleşmeden kaynaklanıyor. Sözleşme gereğince, Elmalılı tefsiri Arap harfleriyle Eski Türkçe olarak yazacak, kardeşi Bedreddin Yazır da bu müsveddeleri üç nüsha olarak temize çekecekti. Bu nüshalardan biri müellifte, biri kurumda kalacak, diğeri ise Kur'an mealini kaleme alan Mehmet Akif Ersoy için Mısır'a gönderilecekti.

Köksal, Diyanet İşleri Başkanlığı'na verilen nüshanın İstanbul Müftülüğü Kütüphanesi'nde, Mehmet Akif Ersoy'a gönderilen nüshanın ise Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunduğunu belirtiyor. Bu nüshaların, eserin doğrudan telif edilirken kaleme alındığı hali olması sebebiyle büyük önem taşıdığını vurguluyor.

  • İstanbul Müftülüğü Kütüphanesi'ndeki nüsha: Diyanet İşleri Başkanlığı'na verilen nüsha.
  • Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki nüsha: Mehmet Akif Ersoy'a gönderilen nüsha.
  • İLAM'daki nüsha: Hattat Mahmut Bedrettin Yazır tarafından yazılmış ve Mahmud Ahmet Hamdi Topbaş'a hediye edilmiş.

Elmalılı'nın İlim ve Ahlak Anlayışı

Doç. Dr. Murat Kaya, Elmalılı Hamdi Efendi'nin karakterini anlatırken, hadis usulündeki "adalet" ve "zapt" kavramlarına değiniyor. Kaya, "Elmalılı kadar felsefe okuyup da, felsefe ve mantıkla meşgul olup da bu kadar ahlakını, karakterini, İslami şahsiyetini koruyabilen bir adama nadir rastlanır" diyor.

Eşref Edip'in Elmalılı hakkındaki sözlerini aktaran Kaya, "Tetkik ettiği herhangi bir meseleyi derinleştirmekten, ne kadar mümkünse incelemekten zevk alırdı. En zor meseleler onun keyfini getirirdi" ifadelerini kullanıyor. Bu, Elmalılı'nın ilmi derinliğe ve zor meselelere olan merakına işaret ediyor.

Elmalılı'nın Mehmet Akif Ersoy ile mektupları da, onun samimiyetini ve Kur'an'ı hakkıyla tefsir etme arzusunu ortaya koyuyor. Bir mektubunda Elmalılı, "Azameti Kur'an beni eritti. O benim öteden beri iman ede eldiğimden daha büyük bir mucize olduğunu her lahzada ispat ettikçe ediyor" diye yazıyor.

Ömer Nasuhi Bilmen'in Elmalılı hakkındaki görüşlerini de paylaşan Kaya, Elmalılı'nın kıymetşinas, kimseyi küçümsemeyen ve İslamiyet'in ulvi mahiyetinden haberdar etmeye çalışan bir zat olduğunu vurguluyor.

Elmalılı Hamdi Yazır'ın "Hak Dini Kur'an Dili" tefsiri, sadece bir eser değil, aynı zamanda bir dönemin ilim, fikir ve ahlak anlayışını yansıtan önemli bir mirastır. Bu özel baskı, bu mirası gelecek nesillere aktarmak adına önemli bir adım.