Tacizci Öğretmene Şok Karar! Ev Hapsiyle Serbest mi Kaldı?

İzmir'de yaşanan ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran bir olayda, öğrencilerine cinsel istismar suçundan 2024 yılında 37 yıl 6 ay hapis cezası alan öğretmen Yaşar Ş. ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Cinsel istismar suçundan ceza almasına rağmen, mahkeme tarafından verilen kararla 2 kız ve 1 erkek çocuğuna karşı kesin ve inandırıcı delil olmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilen öğretmen, yurtdışı çıkış yasağı ve ev hapsi cezasıyla serbest bırakıldı. Bu karar, mağdur aileler ve kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı.

Olayın Geçmişi

İzmir'in Selçuk ilçesinde bir ilkokulda görev yapan ve evli, iki çocuk babası olan sınıf öğretmeni Yaşar Ş., özel dersler sırasında yaşları 8 ile 10 arasında değişen 5 kız ve 1 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gündeme gelmişti. Velilerin şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında müfettişler görevlendirilmiş ve Yaşar Ş. görevden uzaklaştırılmıştı. 2024 yılında tutuklanarak cezaevine gönderilen ve daha sonra tahliye olan öğretmen hakkında cinsel tacizden dava açılmıştı.

Mahkeme Süreci ve Karar

Mahkeme süreci boyunca delillerin yetersizliği ve öğrencilerin ifadelerindeki çelişkiler gerekçe gösterilerek Yaşar Ş.'nin beraatine karar verildi. Ancak, mahkeme sanığın yurtdışına kaçma ihtimaline karşı yurtdışı çıkış yasağı koyarken, aynı zamanda ev hapsi cezası da verdi. Bu karar, özellikle mağdur aileler tarafından büyük bir hayal kırıklığıyla karşılandı. Aileler, adaletin yerini bulmadığını ve tacizci bir öğretmenin bu kadar kolay bir şekilde serbest bırakılmasının kabul edilemez olduğunu dile getirdiler.

Ev Hapsi Cezası Ne Anlama Geliyor?

• Ev hapsi, sanığın belirli bir süre boyunca evinden çıkmasının yasak olduğu bir ceza türüdür.
• Sanık, genellikle elektronik kelepçe gibi bir cihazla takip edilir ve evden izinsiz ayrılması durumunda yetkililere bildirim gönderilir.
• Ev hapsi, hapis cezasının bir alternatifi olarak uygulanabilir ve genellikle daha hafif suçlar için tercih edilir.

Bu kararın ardından kamuoyunda büyük bir tartışma başladı. Birçok kişi, cinsel istismar gibi ağır bir suçun bu kadar hafif bir cezayla geçiştirilmesini eleştirirken, bazı hukukçular ise mahkemenin delil yetersizliği nedeniyle bu kararı vermek zorunda kaldığını savundu.

Bu olay, Türkiye'de cinsel istismar suçlarına karşı verilen cezaların yetersizliği ve yargılama süreçlerindeki sorunlar hakkında yeniden bir tartışma başlatmıştır. Mağdur ailelerin adalet arayışı devam ederken, kamuoyu bu tür suçlara karşı daha caydırıcı cezaların verilmesi ve yargılama süreçlerinin daha şeffaf hale getirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu tür olayların tekrarlanmaması için toplumun tüm kesimlerinin daha duyarlı olması ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır.