Son yıllarda çocuklarda otizm vakalarındaki artış endişe verici boyutlara ulaştı. Çocuk Nörolojisi Uzmanı Dr. Afshin Dezhakam, otizm görülme sıklığının giderek arttığını belirterek, "Çocuklarda otizm prevalansı 1985'ten bu yana yüzde 50 oranında arttı" dedi. Bu çarpıcı artış, uzmanları ve aileleri derinden etkiliyor. ## Otizmde Şaşırtan Artış: Rakamlar Ne Söylüyor? Dr. Dezhakam, 1985 yılında 2 bin 500 çocuktan birinde görülen otizm spektrum bozukluğunun, günümüzde her 44 çocuktan birinde tespit edildiğini vurguladı. Bu veriler, 2021 yılına ait Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) istatistiklerine dayanıyor. Bu durum, otizmin artık daha sık karşılaşılan bir durum olduğunu gösteriyor. Peki, bu artışın nedenleri neler olabilir? ## Otizm Nedir ve Belirtileri Nelerdir? Otizm, sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarda belirgin farklılıklarla karakterize edilen bir nörogelişimsel bozukluktur. Otizmli bireylerde görülen bazı yaygın belirtiler şunlardır: * Göz teması kurmaktan kaçınma * İsme tepki vermeme * Tekrarlayıcı davranışlar (örneğin, el çırpma, sallanma) * Sosyal etkileşimde zorluklar * Konuşmada gecikme veya farklılıklar * Belirli konulara aşırı ilgi duyma Otizm belirtileri her çocukta farklı şekillerde görülebilir ve şiddeti değişebilir. Erken tanı ve müdahale, otizmli çocukların gelişimini desteklemek için büyük önem taşır. Otizm, karmaşık bir nörogelişimsel bozukluktur ve nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak, genetik faktörlerin ve çevresel etmenlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Araştırmalar, anne ve babanın yaşı, hamilelik sırasında yaşanan bazı komplikasyonlar ve çevresel toksinlere maruz kalma gibi faktörlerin otizm riskini artırabileceğini göstermektedir. Ancak, bu faktörlerin tek başına otizme neden olmadığı ve genetik yatkınlığın da önemli bir rol oynadığı unutulmamalıdır. Otizm tanısı, çocuk nörologları, çocuk psikiyatristleri ve gelişimsel pediatri uzmanları tarafından konulur. Tanı süreci, çocuğun davranışlarının gözlemlenmesi, gelişimsel testler ve aileden alınan bilgilerle birlikte değerlendirilir. Erken tanı, otizmli çocukların uygun eğitim ve terapi programlarına yönlendirilmesini sağlayarak, yaşam kalitelerini artırmaya yardımcı olur. Otizm tedavisi, bireyselleştirilmiş bir yaklaşımla planlanır ve çocuğun ihtiyaçlarına göre farklı terapi yöntemleri uygulanır. Bu terapiler arasında davranış terapisi, konuşma terapisi, ergoterapi ve duyu bütünleme terapisi yer alır. Ayrıca, bazı durumlarda ilaç tedavisi de kullanılabilir. Tedavinin amacı, çocuğun iletişim becerilerini geliştirmek, sosyal etkileşimlerini artırmak, tekrarlayıcı davranışlarını azaltmak ve bağımsız yaşam becerilerini kazanmasına yardımcı olmaktır. Otizm farkındalığı, otizmli bireylerin ve ailelerinin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek ve toplumda otizme karşı anlayışı artırmak için büyük önem taşır. Farkındalık çalışmaları, otizmli bireylerin eğitim, istihdam ve sosyal hayata katılımını desteklemeye yardımcı olur. Ayrıca, otizmle ilgili yanlış inanışları ortadan kaldırarak, otizmli bireylere karşı ayrımcılığı azaltmaya katkı sağlar. Otizm vakalarındaki bu artış, erken tanı ve müdahalenin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Ailelerin, çocuklarının gelişimini yakından takip etmeleri ve herhangi bir şüphe durumunda uzmanlara başvurmaları büyük önem taşıyor. Unutmayalım ki, erken tanı ve doğru yaklaşımlarla otizmli çocuklarımızın potansiyellerini ortaya çıkarmak ve onlara daha iyi bir yaşam sunmak mümkün.