
Aort Anevrizması: Erken Teşhis Hayat Kurtarır!
Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği, 5 Haziran'ı "İçinizdeki Balon" sloganıyla "Aort Anevrizması Günü" ilan etti. Dernek Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Suat Nail Ömeroğlu, aort anevrizmasının genellikle belirti vermediğini belirterek erken teşhisin önemine dikkat çekti. Peki, aort anevrizması nedir ve neden bu kadar önemlidir? İşte bilmeniz gerekenler...
Aort Anevrizması Nedir?
Aort, vücudumuzdaki en büyük atardamardır ve kalpten çıkan kanı tüm vücuda taşır. Aort anevrizması, aort damarının bir bölgesinde meydana gelen balonlaşma durumudur. Bu balonlaşma, damar duvarının zayıflaması sonucu oluşur ve zamanla yırtılma (rüptür) veya patlama riskini taşır. Aort anevrizmaları genellikle belirti vermediği için sinsi bir şekilde ilerleyebilir ve bu nedenle erken teşhis hayati önem taşır.
Prof. Dr. Ömeroğlu, bu konuda şu önemli uyarıyı yapıyor: "Aort anevrizması genellikle belirti vermez. Bu nedenle, en güvenli yol, herhangi bir belirtiyi beklemeden tarama yaptırmaktır."
- Aort anevrizması, genellikle belirti vermez.
- Erken teşhis, hayat kurtarıcı olabilir.
- Tarama yaptırmak, en güvenli yoldur.
Risk Faktörleri ve Tarama Yöntemleri
Aort anevrizması riskini artıran çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bunlar arasında yüksek tansiyon, sigara kullanımı, genetik yatkınlık, yaşlılık ve bazı bağ dokusu hastalıkları sayılabilir. Risk grubunda olan kişilerin düzenli olarak tarama yaptırması önerilir. Tarama yöntemleri arasında ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) bulunmaktadır. Hangi tarama yönteminin uygun olduğu, hastanın durumuna ve doktorun değerlendirmesine göre belirlenir.
Prof. Dr. Ömeroğlu, tarama yöntemleri hakkında şunları belirtiyor: "Aort anevrizması tanısı için en sık kullanılan yöntemler ultrason, BT ve MRG'dir. Hangi yöntemin kullanılacağı, hastanın genel sağlık durumuna ve anevrizmanın bulunduğu bölgeye göre değişebilir."
Aort Anevrizması Tedavisi
Aort anevrizmasının tedavisi, anevrizmanın büyüklüğüne, konumuna ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Küçük anevrizmalar genellikle düzenli takip ile kontrol altında tutulurken, büyük veya hızlı büyüyen anevrizmalar cerrahi müdahale gerektirebilir. Cerrahi tedavi yöntemleri arasında açık cerrahi ve endovasküler (kapalı) yöntemler bulunmaktadır. Endovasküler yöntem, daha az invaziv olması nedeniyle sıklıkla tercih edilir.
Aort anevrizması, sinsi bir hastalık olmasına rağmen, erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilir. Özellikle risk grubunda olan kişilerin düzenli olarak tarama yaptırması ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarına dikkat etmesi büyük önem taşır. Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır!