Tutuklu öğrenci Mehmet Arda Irmak'ın annesi S.T., oğlunun da aralarında bulunduğu tutuklu öğrenciler için düzenlenen basın açıklamasında yaptığı konuşma sonrası gözaltına alındı. S.T.'ye yöneltilen suçlama ise oldukça dikkat çekici: "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama." Bu gelişme, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve protesto hakkı konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Gözaltı Süreci ve Suçlama
Edinilen bilgilere göre, S.T., 19 Mart'tan bu yana muhalefete dönük operasyonlara karşı düzenlenen protesto eylemlerine katılmıştı. Oğlu Mehmet Arda Irmak'ın tutuklanmasının ardından, diğer tutuklu öğrencilerle birlikte oğlunun serbest bırakılması için çeşitli girişimlerde bulunan S.T., son olarak bir basın açıklamasında konuştu. Bu konuşmanın ardından gözaltına alınan S.T., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
S.T.'ye yöneltilen "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlaması, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 216. maddesinde düzenleniyor. Bu maddeye göre, "Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik edilmesi" suç olarak kabul ediliyor ve cezalandırılıyor. Bu suçlamanın S.T.'nin hangi ifadeleri nedeniyle yöneltildiği ise henüz netlik kazanmış değil.
İfade Özgürlüğü Tartışmaları
S.T.'nin gözaltına alınması, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve protesto hakkı konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Özellikle son yıllarda, muhalif seslere yönelik baskıların arttığı yönünde eleştiriler dile getiriliyor. Sivil toplum örgütleri ve insan hakları savunucuları, S.T.'nin gözaltına alınmasının, "eleştirel sesleri susturmaya yönelik bir girişim" olduğunu savunuyor.
Konuyla ilgili olarak çeşitli hukukçular da görüşlerini dile getirdi. Bazı hukukçular, S.T.'nin basın açıklamasında kullandığı ifadelerin, TCK'nın 216. maddesi kapsamında suç teşkil etmediğini savunurken, bazıları ise soruşturmanın selameti açısından gözaltı kararının yerinde olduğunu belirtiyor.
Türkiye'de ifade özgürlüğü sınırları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Ancak, bu hakların kullanımında, başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı gösterme ve kamu düzenini koruma gibi sınırlamalar da bulunmaktadır. S.T.'nin durumunda, bu sınırlamaların aşılıp aşılmadığı yargı sürecinde belirlenecek.
Sonuç
Tutuklu öğrenci annesi S.T.'nin gözaltına alınması ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamasıyla karşı karşıya kalması, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve protesto hakkı konusundaki hassasiyeti bir kez daha gözler önüne serdi. Olayın yargı sürecinde nasıl bir seyir izleyeceği ve S.T.'nin akıbeti, kamuoyu tarafından yakından takip edilecek.
