Türkiye'deki seçmenlerin oy verme davranışları uzun zamandır merak konusu olmuştur. Kim, neden ve hangi gerekçeyle oy veriyor? Toplumsal sınıfların oy verme davranışları üzerindeki etkisi ne kadar? Bu soruların yanıtları, Türk siyasetini anlamak için kritik öneme sahiptir. Bu yazıda, Türkiye'deki seçmenlerin oy verme davranışlarını sınıf bilinci ve ideolojik tercihler açısından analiz edeceğiz.
Sınıf Bilinci ve Oy Verme Davranışı
Toplumsal sınıflar genellikle iki ana kategoriye ayrılır: işçi sınıfı (emekçiler) ve sermaye sınıfı (sermayedarlar). Bu ayrımın temelinde, üretim araçlarına sahip olup olmama durumu yatar. Eğer sermayeniz, toprağınız veya girişimcilik yeteneğiniz yoksa, işçi sınıfına mensupsunuz demektir. Kur'an-ı Kerim'de bu sınıfa dahil olanlara "mustazaflar" (ezilenler), karşı tarafa ise "müstekbirler" (büyüklük taslayanlar) denir.
Ancak, günümüzde yüksek maaş alan veya yönetici pozisyonunda olan bir memurun sırf kadrosu nedeniyle "mustazaf" sayılması ne kadar doğrudur? Aynı şekilde, parası veya toprağı olan herkes "müstekbir" midir? Bu sorular, sınıf bilincinin karmaşıklığını ve oy verme davranışları üzerindeki etkisini anlamamızı zorlaştırmaktadır.
Sınıfları "mustazaflar" ve "müstekbirler" olarak ayırdığımızda, şu tanımlamaları yapabiliriz:
- Mustazaflar: Ekonomiye sağladığı değerden daha azını ücret olarak alan, hakkı yenilen ve ekonomik olarak mağdur edilen kesimler.
- Müstekbirler: Ekonomiye sağladığı değerden daha fazlasını kâr ve rant yoluyla elde eden, ekonomi ve siyasete yön veren kesimler.
Türkiye'de Seçmenler Neden Farklı Oy Veriyor?
Peki, Türkiye'deki seçmenler sınıf bilinciyle mi oy veriyor? Yoksa başka faktörler mi etkili? Benim gözlemlerime göre, Türkiye'deki seçmenler genellikle sınıf bilinciyle değil, ideolojik nedenlerle oy kullanıyor. Bu durum, bazı çarpıcı örneklerle de desteklenebilir.
Örneğin, Çankaya ve Bakırköy gibi sosyete ve zenginlerin yoğun yaşadığı semtlerde sol partiler, işçi ve dar gelirli kesimin yaşadığı Keçiören ve Sultanbeyli gibi semtlerde ise sağ partiler sürekli olarak seçim kazanmaktadır. Dünya demokrasi standartlarına göre, bu durumun tam tersi olması beklenirdi. Yani, zengin semtlerde sermayeyi savunan sağ partilerin, yoksul semtlerde ise işçi haklarını savunan sol partilerin seçim kazanması gerekirdi.
Bu durumun nedeni, Türkiye'deki seçmenlerin ideolojik bağlılıklarının sınıf bilincinin önüne geçmesidir. Bazı seçmenler, "partisi odunu aday gösterse bile" oyunu aynı partiye verecek kadar ideolojik bir bağlılığa sahiptir. Bu durum, Türk siyasetini diğer ülkelerden farklı kılmaktadır.
Sonuç
Sonuç olarak, Türkiye'deki seçmenlerin oy verme davranışları sınıf bilinciyle değil, daha çok ideolojik nedenlerle şekillenmektedir. Avrupa ve gelişmiş dünya ülkelerindeki gibi bir partiye ve seçmen yapısına sahip değiliz. Bu durum, Türk siyasetini anlamak için dikkate alınması gereken önemli bir faktördür. Türkiye, demokratik partiler ve seçmenler açısından kendine özgü bir ülkedir.