Edebiyatımızın kıymetli yazarlarından Sait Faik Abasıyanık'ın ölümsüz öyküleri, tiyatro sahnesinde yeniden hayat buluyor. Denizi, martıları, balıkçıları ve İstanbul'un kendine has atmosferini yansıtan hikayeleriyle tanınan Sait Faik, "Hayatı Hikâye Olan Adam Sait Faik" adlı oyunla Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Çok Amaçlı Salonu'nda seyirciyle buluşacak.
Oyunun Hikayesi
Oyuncu ve çocuk kitapları yazarı Özgür Özgülgün'ün kaleme aldığı ve oynadığı, Senan Kara'nın yönettiği bu özel yapım, Sait Faik'in öykülerindeki kahramanların izini sürerek yazarın dünyasına bir yolculuk sunuyor. Özgülgün, Sait Faik'in eserlerindeki evrensel insanlık hallerini sahneye taşıyarak, yazarın duyarlılığını ve anlatım gücünü tiyatronun büyüsüyle birleştiriyor. Dekor, müzik, ışık ve görsel tasarımıyla dikkat çeken oyun, izleyicileri hem duygusal hem de düşünsel bir deneyime davet ediyor.
Özgür Özgülgün'ün Sait Faik Tutkusu
Sait Faik'in hikayeleriyle konservatuvar yıllarında tanıştığını belirten Özgür Özgülgün, "1990'lı yıllarda eğitim alırken Müjdat Gezen, Savaş Dinçer, Engin Cezzar ve Aliye Uzunatağ gibi ustalar, Sait Faik'in hikâyelerini sahneye taşımamız için bizi çalıştırdı. O dönemden beri onun hikâyeleriyle iç içeyim. Başucumda her zaman Sait Faik kitapları vardı." diyor. Özgülgün, Sait Faik'in öykülerindeki derinliği ve insanlara dokunan yanını vurgulayarak, onun eserlerinin her okuyucuya farklı bir şeyler sunduğunu ifade ediyor.
Özgülgün ayrıca, "Bir gün kendi tek kişilik oyunum olursa, kesinlikle Sait Faik’in hikâyelerinin peşine düşen bir adamın öyküsünü canlandırırım diye düşünmüştüm. Sahneye taşırken de bu yalınlığı koruyarak canlandırdım" şeklinde konuşarak, Sait Faik'e olan hayranlığını ve bu projeye duyduğu özel bağı dile getiriyor.
Oyunun Detayları ve Anlattıkları
Senaryo yazım sürecinin bir buçuk ay sürdüğünü ve yönetmen Senan Kara ile birlikte metin üzerinde titizlikle çalıştıklarını ifade eden Özgülgün, oyunun Sait Faik'in İstanbul'unu ve adalarını mercek altına aldığını belirtiyor. Oyunda, Eminönü'nden bir vapura binerek adalara giden bir karakterin, Sait Faik'in izini sürmesi ve onun hikayelerindeki karakterlerle karşılaşması anlatılıyor.
Özgülgün, oyunun günümüz dünyasında teknolojiden uzak bir adamın hikayesini anlattığını ve karakterinin dışarıdan sıradan görünse de içinde rengarenk bir dünyaya sahip olduğunu vurguluyor. Oyunun, izleyicilere Sait Faik gibi bir yazarın varlığını hatırlatmayı ve onun satır aralarında vurguladığı insana dair detayları ön plana çıkarmayı amaçladığını söylüyor.
Özgülgün'ün ifadeleriyle, "Oyun, adanın kendi içinde yalnızlığına çekilmiş insanlarını, öğrencilerini, çocuklarını, esnafını, balıkçılarını, martı seslerini, İstanbul’un yorgun yolcularını taşıyan kaptanını anlatıyor. Günlük hayatta hep gördüğümüz ama farkına varamadığımız detayları sahneye taşıdık. Bunlarla vakit geçirmek bize de çok iyi geldi."
Özgülgün, karakteri canlandırırken çok etkilendiğini ve kendini Sait Faik'in öykülerinde dolaşan bir karakter gibi hissettiğini dile getiriyor. Onun gibi parkları gezmeye, insanları gözlemlemeye başladığını ve gözlemin tiyatroda en önemli şey olduğunu vurguluyor.
Sait Faik'in öykülerinden ilham alan bu tiyatro oyunu, edebiyatseverler ve tiyatro tutkunları için kaçırılmaması gereken bir etkinlik. Oyun, Sait Faik'in eserlerindeki insan sıcaklığını ve İstanbul'un kendine has atmosferini sahneye taşıyarak, izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşatmayı hedefliyor.