Meral Danış Beştaş'tan Erdoğan'a Sert Eleştiri: Aile Politikaları mı, Kadın Düşmanlığı mı?
Gündem

Meral Danış Beştaş'tan Erdoğan'a Sert Eleştiri: Aile Politikaları mı, Kadın Düşmanlığı mı?


04 June 20255 dk okuma11 görüntülenmeSon güncelleme: 23 June 2025

DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bu yılı değil sadece, önümüzdeki 10 seneyi aileyi önceleyen politikaları hayata geçirmek amacıyla değerlendireceğiz" sözlerine sert tepki gösterdi. TBMM'de düzenlediği basın toplantısında konuşan Beştaş, kadına yönelik şiddetin artışına dikkat çekerek, "Aile Yüzyılı" söylemlerinin bu acı tabloyu perdeleyemeyeceğini ifade etti.

Kadın Cinayetleri ve Şiddet Alarm Veriyor

Beştaş, 1 Ocak - 3 Nisan tarihleri arasında 98 kadının öldürüldüğünü, 156 kadının ise şüpheli şekilde hayatını kaybettiğini belirterek, bu durumun vahametini vurguladı. Ayrıca, Bilkent Şehir Hastanesi'nde yaşanan skandal bir olayı da gündeme getiren Beştaş, bekar bir kadının sadece bu nedenle tedavi edilmemesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

Beştaş, kadın sağlığının politik ve sınıfsal bir mesele olduğunu belirterek, "Bu ülkede kadınlar doğum şeklinden dolayı değil, erkek şiddetinden, erkek devletin koruma ve aklama politikalarından, cezasızlık politikalarından, yoksulluktan ölüyorlar, ölmeye devam ediyorlar" dedi.

  • 2024'te erkekler en az 378 kadını ve 43 çocuğu öldürdü.
  • 2024 yılında transların da olduğu en az 282 kadının ölümü basına şüpheli olarak yansıdı.
  • Erkekler en az 18 koruma ve uzaklaştırma kararı ve talebine rağmen öldürüldü.

Yargının kadına yönelik şiddetle mücadelede yetersiz kaldığını savunan Beştaş, Yargıtay'ın evli olduğu kadını 32 yerinden bıçaklayarak öldüren bir sanığa verilen cezayı bozmasını eleştirdi. Dilan Yıldırım davasında ise eşi hakkında sadece suç delillerini gizlemekten ceza verilmesinin yeni Dilanların öldürülmesine kapı açtığını söyledi.

"Kadının Tek Kimliği Annelik Değildir"

Beştaş, "Aileye karşı değiliz. Aile kurumunun kendisine karşı değiliz. Bizler aile içinde kadının maruz bırakıldığı fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete karşıyız. Bizler, kadının sadece aile içine sıkıştırılarak cinsiyetçi iş bölümü üzerinden, toplumsal hayattan ve istihdamdan uzaklaştırılmasına karşıyız" ifadelerini kullandı. Kadının tek kimliğinin annelik olduğu tezine karşı çıktıklarını belirten Beştaş, aile kurumunun içindeki sömürü ve şiddet düzeninin kutsal aile söylemleriyle cezasız bırakılmasına ve örtbas edilmesine karşı olduklarını vurguladı.

LGBTİ+'lara Yönelik Nefret Söylemi

TBMM Başkanlığına sunulmayan ancak basına sızdırılan LGBTİ+'lara yönelik bir tasarıya da değinen Beştaş, bu tasarının ayrımcı değişiklikler içerdiğini ve varlığa savaş açmış bir taslak niteliğinde olduğunu söyledi. "Aile Yılı" ilanı ile kadının birey olarak yok sayıldığı bir dönemde yaşandığını belirten Beştaş, nefret ikliminin birçok kesimden insana nefret söylemi hususunda büyük bir cüret verdiğini ifade etti. LGBTİ+'ların zararlı bir akım olmadığını, bir varlık mücadelesi verdiklerini söyleyen Beştaş, toplumda varlıkları kabul edilmeyen, ötekileştirilen, yok sayılan her kesimin meselesi olması gerektiğini vurguladı.

Meral Danış Beştaş'ın açıklamaları, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın ne kadar derin bir sorun olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Beştaş'ın eleştirileri, hükümetin aile politikalarının kadının haklarını göz ardı edip etmediği sorusunu da beraberinde getirdi. Önümüzdeki günlerde bu konuda nasıl adımlar atılacağı merakla bekleniyor.