Mersin Akdeniz Belediyesi'nde yaşanan kayyım ataması sonrası tartışmalar bitmiyor. Kayyım yönetimi, belediye meclisini devre dışı bırakarak 27 bin 477 metrekarelik araziyi satışa çıkardı. Bu karar, bölgede büyük tepkilere neden oldu.
Kayyım Yönetiminden Şok Satış Kararı
10 Ocak'ta DEM Partili eş başkanların gözaltına alınmasıyla başlayan süreçte, Akdeniz Belediyesi'ne kayyım olarak atanan Zeyit Şener, tartışmalı bir karara imza attı. Belediye meclisinin feshedilmesiyle yetkileri eline alan Şener, belediyeye ait 5 farklı taşınmazı satışa çıkardı. 16 Nisan'da yapılacak ihale ile toplam 680 milyon TL gelir elde edilmesi hedefleniyor.
Satışa çıkarılan araziler arasında, daha önce DEM Parti yönetimi tarafından da satışa sunulan ancak kayyım Şener'in itirazı ve İçişleri Bakanlığı'nın kararıyla iptal edilen 9 dönümlük arazi de bulunuyor. O dönemde 700 milyon TL'ye satılması planlanan arazi, şimdi kayyım tarafından 375 milyon TL'ye ihaleye çıkarıldı. Ayrıca, eski TEDAŞ binası da 170 milyon TL'ye satışa sunuldu. DEM Partili meclis üyeleri, binanın değerinin 300-500 milyon TL arasında olduğunu belirtiyor.
DEM Parti'den Sert Tepki: "Denetim Olmadan Peşkeş Çekiliyor"
DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, arazi satışlarını meclis gündemine taşıdı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Bozan, AKP döneminde de aynı taşınmazların satılmaya çalışıldığını hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
AKP'li Mustafa Gültak döneminde belediye meclisine şaibe karıştırılarak satılmaya çalışılan Akdeniz halkına ait olan taşınmazlar, şimdi de kayyım eliyle belediye meclisi feshedilerek peşkeş çekilmeye çalışılıyor. Kayyım da Akdeniz’in taşınmazlarını hiçbir denetim ve gözetim olmadan satılığa çıkardı.
Bozan, Yerlikaya'ya, kayyım Zeyit Şener'in aynı taşınmazlar için hem davacı (satılamaz) hem de kayyım sıfatıyla davalı (satış yetkisi talep eden) olmasının hukuken nasıl değerlendirildiğini sordu. Ayrıca, satışa çıkarılan taşınmazların kamu yararına kullanım ihtimalinin değerlendirilip değerlendirilmediğini ve bu kararların denetiminin yapılıp yapılmadığını öğrenmek istedi.
Kayyım Atamaları ve Sonuçları
Kayyım atamaları, Türkiye'de sıkça tartışılan bir konu. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde belediyelere yapılan kayyım atamaları, yerel yönetimlerin işleyişi ve halkın iradesi üzerindeki etkileri nedeniyle eleştiriliyor. Kayyım atamalarıyla birlikte belediye meclislerinin yetkileri kısıtlanmakta ve önemli kararlar atanmış yöneticiler tarafından alınmaktadır. Bu durum, yerel demokrasinin zedelenmesine ve halkın yönetime katılımının engellenmesine yol açabilmektedir.
- Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik: Kayyım yönetimlerinin şeffaflığı ve hesap verebilirliği konusunda soru işaretleri bulunmaktadır. Belediye meclislerinin denetim mekanizması ortadan kalktığı için, harcamaların ve kararların takibi zorlaşmaktadır.
- Yerel Hizmetler: Kayyım yönetimlerinin yerel hizmetlerin sunumu üzerindeki etkileri de tartışmalıdır. Bazı durumlarda hizmetlerin kalitesinin arttığı iddia edilse de, halkın ihtiyaçlarına uygun çözümler üretilmesi ve yerel dinamiklerin dikkate alınması konusunda eksiklikler yaşanabilmektedir.
- Siyasi Temsil: Kayyım atamaları, seçilmiş temsilcilerin görevden alınması anlamına geldiği için, halkın siyasi temsil hakkının ihlali olarak da değerlendirilmektedir. Bu durum, toplumda kutuplaşmaya ve güvensizliğe yol açabilmektedir.
Akdeniz Belediyesi'nde yaşanan arazi satışı da, kayyım atamalarının yerel yönetimler üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Belediye meclisinin devre dışı bırakılması ve önemli kararların atanmış yöneticiler tarafından alınması, bölgede yaşayan vatandaşların tepkisine neden oluyor.
Kayyım yönetiminin bu kararı, Mersin'de siyasi tartışmaları alevlendirdi. Halkın tepkisi ve DEM Parti'nin soru önergeleri, olayın daha da büyüyeceğinin sinyallerini veriyor. Akdeniz Belediyesi'ndeki bu satışın, bölgedeki siyasi dengeleri nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor.