İmamoğlu'nun Şoföründen Şok İtiraf: Olay TV Nasıl Satın Alındı?
Gündem

İmamoğlu'nun Şoföründen Şok İtiraf: Olay TV Nasıl Satın Alındı?


05 June 20255 dk okuma37 görüntülenmeSon güncelleme: 30 July 2025

Ekrem İmamoğlu'nun kasası olarak bilinen Hüseyin Köksal'ın şoförü Servet Yıldırım, Türkiye'yi sarsacak bir itirafta bulundu. Avukatların tehditlerine rağmen suskunluğunu bozan Yıldırım, Olay TV'nin satın alınma sürecinde yaşananları tüm detaylarıyla anlattı. Yıldırım'ın açıklamaları, İmamoğlu ve İBB'nin bu süreçteki rolüne dair önemli ipuçları sunuyor.

Olay TV Satın Alma Süreci: İtirafçının Ağzından

Servet Yıldırım, Olay TV'nin Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla Hüseyin Köksal üzerinden satın alınması için 2.5 milyon euroya (112 milyon 250 bin lira) anlaşıldığını belirtti. Yıldırım'a göre, tüm finansman süreci İmamoğlu'nun talimatıyla Fatih Keleş tarafından İBB üzerinden sağlandı. Bu iddia, İmamoğlu'nun bu süreçteki rolünü daha da kritik hale getiriyor.

Yıldırım, Olay TV'nin merkezi için İstanbul'un Kağıthane ilçesinde bir plazanın 1'inci katının 1 milyon 200 bin euroya alındığını da sözlerine ekledi. Ayrıca, teçhizatlara da 2.5 milyon euro harcandığını ifade etti. Ancak satış iptal olunca plazadaki yer Tarih TV'ye 4.5 milyon euroya (202 milyon lira) devredildi.

İddiaların Odağındaki İsim: Ekrem İmamoğlu

Servet Yıldırım'ın itirafları, Ekrem İmamoğlu'nu doğrudan hedef alıyor. Yıldırım'ın ifadelerine göre, İmamoğlu'nun bu satın alma sürecinde aktif rol oynadığı ve finansmanın İBB üzerinden sağlandığı iddia ediliyor. Bu iddialar, İmamoğlu'nun siyasi kariyeri açısından ciddi sonuçlar doğurabilir.

Bu iddiaların ardından akıllara şu sorular geliyor:

  • Ekrem İmamoğlu bu iddialara ne yanıt verecek?
  • İBB bu finansman sürecinde gerçekten rol oynadı mı?
  • Bu itiraflar, Türkiye siyasetini nasıl etkileyecek?

Bu soruların yanıtları, önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak gelişmelerle netleşecek.

Servet Yıldırım'ın itirafları, Türkiye'nin gündemine bomba gibi düştü. Olay TV'nin satın alınma süreci ve Ekrem İmamoğlu'nun bu süreçteki rolüne dair ortaya atılan iddialar, siyasi arenada büyük yankı uyandırdı. Bu gelişmelerin, Türkiye siyasetinde nasıl bir etki yaratacağı merakla bekleniyor. Bu olay, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.