Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın koruma giderleri, son açıklanan verilerle yeniden tartışma konusu oldu. 2025 yılının ilk üç ayında Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı'nın harcamaları 800 milyon 353 bin TL'ye ulaştı. Bu rakam, Erdoğan'ın koruma ordusunun devlete günlük maliyetinin yaklaşık 8,8 milyon TL olduğunu gösteriyor. Peki, bu yüksek harcamanın ardında neler yatıyor ve bu durum diğer güvenlik birimlerinin bütçesini nasıl etkiliyor?
Koruma Giderleri Diğer Birimleri Geride Bıraktı
Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı için ayrılan bütçe, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki birçok kritik birimin bütçesini geride bıraktı. İstihbarat, Terörle Mücadele, Siber Suçlarla Mücadele, Narkotik ve Kaçakçılıkla Mücadele gibi hayati öneme sahip daire başkanlıklarının bütçeleri, koruma giderlerinin altında kaldı. Bu durum, "güvenlik önceliği" tartışmalarını da beraberinde getirdi. Acaba devletin kaynakları, en doğru şekilde mi kullanılıyor? Bu sorunun cevabı, kamuoyunda merakla bekleniyor.
Yıllar İçinde Artan Bütçe
Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi'nin bütçesi, son yıllarda dikkat çekici bir artış gösterdi. İşte yıllara göre koruma bütçesi:
- 2020: 263,1 milyon TL
- 2021: 306 milyon TL
- 2022: 526,1 milyon TL
- 2023: 1 milyar 77 milyon TL
- 2024: 2 milyar 291 milyon TL
Bu rakamlar, koruma giderlerinin ne denli arttığını açıkça ortaya koyuyor. Bu artışın nedenleri ve sonuçları, kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor.
Koruma Kapsamı Neleri İçeriyor?
Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı, yalnızca Cumhurbaşkanı'nı değil, aynı zamanda ailesini de korumakla yükümlü. Görev tanımında, "Cumhurbaşkanının ve aile bireylerinin can güvenliği, konutları, çalışma yerleri ve ulaşım süreçleri" kapsam dahilinde yer alıyor. Ayrıca, Erdoğan’ın bulunduğu her türlü yerleşke ve tesisin güvenliği de bu birimin sorumluluğunda. Bu geniş kapsam, koruma giderlerinin yüksek olmasının bir nedeni olarak gösterilebilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın koruma giderlerinin bu denli yüksek olması, kamuoyunda farklı yorumlara neden oluyor. Bir kesim, devletin zirvesindeki bir ismin güvenliğinin her şeyden önemli olduğunu savunurken, diğer kesim ise bu harcamaların orantısız olduğunu ve diğer güvenlik birimlerinin bütçelerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyor. Bu tartışmaların önümüzdeki günlerde de devam etmesi bekleniyor.
