
Atanamayan Öğretmenlerin Feryadı: Diplomalar Çaresiz mi?
Türkiye'de atanamayan öğretmenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Üniversite sıralarında geçen yılların ardından ellerinde diplomalarıyla işsiz kalan öğretmenler, farklı sektörlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bu durum, hem öğretmenlerin hayallerini yıkıyor hem de eğitim sistemimiz için büyük bir kayıp anlamına geliyor. Peki, bu sorunun temel nedenleri neler ve çözüm için neler yapılmalı?
Öğretmenlerin Sessiz Çığlığı
Bir öğretmen düşünün; yıllarca dirsek çürütmüş, hayallerini süsleyen mesleğe ulaşmak için gecesini gündüzüne katmış. Ancak mezun olduktan sonra karşılaştığı gerçek, hayallerinden çok farklı. Atanamayan öğretmenler, geçimlerini sağlamak için farklı işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Kimi zaman bir markette kasiyer, kimi zaman bir inşaatta işçi oluyorlar. Diploması cebinde, yüreği buruk bir şekilde hayata tutunmaya çalışıyorlar.
Kimliği gizli tutulan bir öğretmen, yaşadığı çaresizliği şu sözlerle dile getiriyor: "Ben diplomamla değil, beden gücümle para kazanıyorum artık. Ama en çok içimdeki çocuklara anlatamadığım masallar üzüyor beni." Bu sözler, atanamayan öğretmenlerin yaşadığı derin hayal kırıklığını ve çaresizliği gözler önüne seriyor.
Eğitim Sistemindeki Yanlışlar
Peki, neden binlerce öğretmen mezun verilirken, kontenjanlar bu kadar kısıtlı? Neden ‘öğretmen açığı’ varken, öğretmen fazlası yaratılıyor? Neden öğretmenlik, ülkenin en değerli mesleklerinden biri olması gerekirken, en değersizleştirilen mesleklerden biri hâline getiriliyor? Bu soruların cevabı, eğitim sistemimizdeki bazı yanlışlarda gizli:
- Plansız kontenjan artışları
- Öğretmen atamalarındaki adaletsizlikler
- Özel eğitim kurumlarındaki düşük ücretler ve güvencesizlik
Çözüm Önerileri
Atanamayan öğretmenler sorununa çözüm bulmak için aşağıdaki adımlar atılabilir:
- Kontenjan planlaması yapılırken, ihtiyaçlar göz önünde bulundurulmalı.
- Öğretmen atamalarında adalet sağlanmalı.
- Özel eğitim kurumlarındaki öğretmenlerin çalışma koşulları iyileştirilmeli, ücretleri artırılmalı ve güvenceleri sağlanmalı.
- Öğretmenlerin mesleki gelişimlerine destek verilmeli.
Unutmayalım ki, bir ülkenin geleceği eğitimine ve öğretmenlerine bağlıdır. Eğer bir ülkenin öğretmeni mutsuzsa, o ülkenin geleceği de mutsuz olacaktır. Öğretmenler sınıflarına dönmeli, okullar öğretmensiz, öğretmenler mesleksiz kalmamalı. Çünkü öğretmen sadece maaşla değil, onurla yaşar.
Öğretmen işsiz olamaz. Öğretmen güvencesiz çalıştırılamaz. Öğretmenlik bir meslek değil, bir toplumun vicdanıdır.