
Küresel Piyasalar Alarmda! Trump'tan Şok Tarife Hamlesi
Küresel piyasalar, ABD Başkanı Donald Trump'ın tarifelere yönelik attığı yeni adımların yarattığı belirsizliklerle haftaya negatif bir başlangıç yaptı. Trump'ın çelik tarifelerini artırma ve Çin'e yönelik suçlamaları, yatırımcıları tedirgin etti. Peki, piyasaları bekleyen riskler neler?
Trump'tan Tarife Şoku: Piyasalar Ne Yapacak?
ABD'nin ticaret partnerlerine getirdiği tarifelere yönelik haber akışı piyasaların yönü üzerinde etkili olmaya devam ediyor. Trump'ın geçen hafta çelik tarifelerinin artırılacağını açıklaması ve Çin'i hedef alan söylemleri küresel risk algısının yükselmesine neden oldu. Oval Ofis'te konuşan Trump, Çin'e yönelik, anlaşmanın büyük bir bölümünü ihlal ettiklerini belirterek, Başkan Şi (Cinping) ile konuşacağı ve bunu çözmeye çalışacağını ifade etti. ABD basınında, Trump'ın Çin'i anlaşmayı ihlal etmekle suçlanmasının arkasında, kritik madenlerin ihracatı konusunda Çin'in taviz vermemesi olduğu öne sürüldü. Ayrıca, Trump yönetiminin Çin'e yönelik teknoloji kısıtlamalarını genişletmeyi planladığına dair haberler de dikkati çekti.
Analistler, tarifelerin küresel ekonomi üzerinde temel belirsizlik unsuru olmayı sürdürdüğünü belirterek, ABD yönetiminin değişkenlik gösteren tarife politikalarının yatırımcıların temkinli davranmasına neden olduğunu söyledi.
- Trump, çelik tarifelerini yüzde 50'ye çıkarılacağını duyurdu
- Trump Çin'e yönelik söylemlerinin ardından US Steel'in Pennsylvania'daki tesisinde, çelik ithalatına uygulanan gümrük vergisi oranının yüzde 25'ten yüzde 50'ye çıkarılacağını açıkladı.
Trump, 10 Şubat'ta çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 25 oranında gümrük vergisi uygulanmasına yönelik kararnameleri imzalamıştı. Söz konusu tarifeler 12 Mart'ta yürürlüğe girmişti. Analistler, çelik tarifelerindeki artışın imalat sanayi tarafına yansımalarının olumsuz olabileceğini ifade ederek, otomotivden savunma sanayiye geniş bir alanda kullanılan çeliğin maliyetlerinin artmasının fiyatlamaları etkileyeceğini söyledi.
Powell'ın Kritik Açıklamaları Bekleniyor
Öte yandan, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın bugün Fed'in Uluslararası Finans Bölümü'nün 75. Yıldönümü Konferansı'nda yapacağı konuşma yatırımcıların odağına yerleşti. Küresel ekonomide devam eden belirsizliklere ve tarifelerin ABD üzerindeki etkilerine yönelik sinyallerin aranacağı konuşmada, Powell'ın tarifelere ilişkin hukuki gelişmeler ve ABD yönetiminin politikaları üzerinde yapacağı olası yorumlarda yakından takip ediliyor. Analistler, tarifelerin enflasyonist baskıların artmasına yönelik riskleri desteklediğini hatırlatarak, farklı sektörlerde açıklanmaya devam eden tarifelerin kısa vadeli enflasyon beklentileri üzerinde etkili olduğunu söyledi.
Cuma günü açıklanan Michigan Üniversitesince ölçülen tüketici güven endeksi de mayısta yukarı yönlü revizyonla 52,2 değerini aldı. Tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentisi mayısta yüzde 6,5'ten yüzde 6,6'ya çıkarken, uzun vadeli enflasyon beklentisi ise yüzde 4,4'ten yüzde 4,2'ye geriledi. Fed'in enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı, çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi ise nisanda aylık bazda yüzde 0,1, yıllık bazda yüzde 2,5 ile beklentilere paralel arttı. Bu gelişmelerle para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in haziran ayındaki toplantıda politika faizini sabit tutması beklenirken, Bankanın yılın ilk faiz indirimine yüzde 88 ihtimalle eylül ayında başlayacağı tahmin ediliyor.
Piyasaların Geleceği Ne Olacak?
Trump'ın ticaret anlaşmasını ihlal ettiği gerekçesiyle Çin'i hedef alan açıklamaları ve çelik ithalatında artan tarifeler risk algısının yükselmesine neden olurken, söz konusu gelişmeler yatırımcıların altına olan talebini artırdı. Altın ons fiyatı yeni haftaya yüzde 0,8 artışla 3 bin 317 dolardan başladı. Dolar endeksi ise yeni haftada yatay seyirle 99,3 seviyesinde bulunurken, Brent petrolün varil fiyatı yüzde 2,4 artışla 64,1 dolardan alıcı buluyor.
Küresel piyasalardaki bu dalgalanma, yatırımcıların dikkatli olmasını gerektiriyor. Trump'ın tarife politikaları ve Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları, piyasaların geleceği üzerinde belirleyici olacak. Özellikle gelişmekte olan ülkeler için bu durum, sermaye akımları ve döviz kurları üzerinde baskı yaratabilir. Yatırımcıların, riskleri minimize etmek adına portföylerini çeşitlendirmesi ve uzman görüşlerine başvurması önem taşıyor.