İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'deki savaşın yol açtığı iç ve dış baskılarla mücadele ederken, İsrail ordusundan gelen son haberler durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Eski Mossad Başkanı Danny Yatom'un öncülüğünde 12 binden fazla yedek askerin Gazze savaşına karşı çıkarak hükümeti sert bir şekilde eleştirmesi, Netanyahu hükümeti üzerindeki baskıyı artırıyor.
İsrail Ordusunda Görev Reddi Alarm Veriyor
İsrail ordusunda görev reddi oranının yüzde 60'a yükselmesi, ülke içinde büyük bir endişe yaratmış durumda. Bu durum, ordunun operasyonel kapasitesi ve geleceği hakkında ciddi soruları gündeme getiriyor. Görev reddinin artmasının nedenleri arasında Gazze'deki savaşın yarattığı travma, askerlerin savaşın meşruiyetine dair duyduğu şüpheler ve hükümetin politikalarına yönelik artan güvensizlik yer alıyor.
Eski Mossad Başkanı Danny Yatom, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Gazze'deki savaşın İsrail'in uzun vadeli çıkarlarına hizmet etmediğine inanıyoruz. Bu savaş, sadece daha fazla şiddeti ve istikrarsızlığı tetikliyor. Hükümetin bu politikalarını desteklememiz mümkün değil."
Yedek Askerlerden Sert Eleştiriler
12 binden fazla yedek askerin Gazze savaşına karşı çıkması ve hükümeti eleştirmesi, İsrail kamuoyunda geniş yankı buldu. Yedek askerler, yayınladıkları ortak bildiride şu ifadelere yer verdiler:
- "Bizler, İsrail'i savunmaya yemin etmiş askerleriz. Ancak, bu savaşın İsrail'in güvenliğini sağlamadığına inanıyoruz."
- "Hükümetin Gazze'deki politikaları, sadece daha fazla acıya ve yıkıma yol açıyor."
- "Bizler, barış ve güvenlik içinde yaşamak istiyoruz. Bu savaşın sona ermesi için elimizden geleni yapacağız."
Bu açıklamalar, İsrail ordusu içindeki huzursuzluğun ve hükümete yönelik eleştirilerin ne kadar derin olduğunu gözler önüne seriyor.
Görev Reddi ve Sonuçları
İsrail ordusunda görev reddi oranının yükselmesi, sadece askeri bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi bir kriz olarak da değerlendiriliyor. Bu durumun uzun vadeli etkileri ise henüz tam olarak kestirilemiyor.
Netanyahu hükümeti, bu krizle başa çıkmak için çeşitli adımlar atmaya çalışıyor. Ancak, hükümetin politikalarına yönelik artan eleştiriler ve toplumdaki kutuplaşma, işleri daha da zorlaştırıyor. İsrail'in geleceği, bu krizin nasıl yönetileceğine bağlı olacak.