İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'e yazdığı mektuba önümüzdeki günlerde resmi bir yanıt vereceklerini duyurdu. Arakçi, mektubun hem tehditler hem de fırsatlar içerdiğini belirterek, her iki yönü de değerlendireceklerini ifade etti.
Mektubun İçeriği ve İran'ın Tutumu
İran devlet televizyonuna konuşan Arakçi, "Trump'ın mektubu daha çok tehdit içerikli. Ancak bazı fırsatların da olduğu iddia ediliyor. Her iki yönüyle ele alıp cevap vereceğiz." dedi. Arakçi, İran'ın baskı ve yaptırımlar altında doğrudan müzakereye girmeyeceğini de vurguladı.
Trump, 7 Mart'ta Fox Business Network'e verdiği röportajda Hamaney'e bir mektup gönderdiğini açıklamış ve "Umarım müzakere edersiniz çünkü askeri olarak girmemiz gerekirse bu korkunç bir şey olacak" ifadelerini kullanmıştı. Hamaney ise 8 Mart'ta yaptığı bir konuşmada, ABD'nin müzakere talebinin samimi olmadığını ve İran'ın bu tür baskıları kabul etmeyeceğini belirtmişti.
Bölgesel ve Uluslararası Tepkiler
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın Diplomasi Danışmanı Enver Gargaş, 12 Mart'ta Tahran'da Arakçi ile bir araya gelerek Trump'ın mektubunu teslim etmişti. Bu gelişme, bölgedeki diplomatik hareketliliğin artmasına neden oldu.
ABD merkezli yayın kuruluşu Axios'a konuşan kaynaklar, Trump'ın İran'a yeni bir nükleer anlaşma için 2 ay süre verdiğini öne sürmüştü. Ancak İran, bu tür zaman sınırlamalarını reddederek, müzakere sürecinin koşulsuz ve eşit şartlarda olması gerektiğini savunuyor.
- Trump'ın mektubu, İran-ABD ilişkilerinde yeni bir gerilim yarattı.
- İran, tehdit içeren mesajlara rağmen diplomatik kanalları açık tutuyor.
- Bölgesel aktörler, sürece dahil olarak arabuluculuk rolü üstleniyor.
Sonuç olarak, İran'ın Trump'ın mektubuna vereceği yanıt, hem bölgesel hem de uluslararası arenada büyük bir etki yaratacak gibi görünüyor. İki ülke arasındaki gerilim, özellikle nükleer anlaşma konusunda yeni bir döneme işaret ediyor.
