Eski İngiliz özel kuvvetler mensuplarının yaptığı itiraflar dünya gündemine bomba gibi düştü. Irak ve Afganistan'da görev yapan askerler, sivillerin uykularında kasten öldürüldüğünü, aralarında çocukların da bulunduğu bazı kişilerin elleri kelepçeliyken infaz edildiğini açıkladı. Bu şok itiraflar, savaşın acımasız yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Savaşın Karanlık Yüzü: İtiraflar Neler Söylüyor?
İngiliz özel kuvvetlerinde görev yapmış askerlerin ifadelerine göre, operasyonlar sırasında ayrım gözetmeksizin siviller hedef alındı. Özellikle gece baskınlarında, evlerinde uyuyan insanlar kasten öldürüldü. Askerler, bu eylemleri "rutin operasyonlar" olarak nitelendirirken, vicdan azabı çektiklerini de dile getirdiler. İtiraflarda yer alan en çarpıcı detaylardan biri, elleri kelepçeli sivillerin infaz edilmesi oldu. Bu durum, savaş hukukunun açık bir ihlali olarak değerlendiriliyor.
Bu itiraflar, savaşın sadece cephede değil, siviller üzerinde de derin travmalar yarattığını gösteriyor. Masum insanların hayatlarının hiçe sayılması, savaşın en acımasız sonuçlarından biri olarak tarihe geçiyor.
Uluslararası Hukuk Ne Diyor?
Uluslararası hukuk, savaş sırasında sivillerin korunmasını emreder. Cenevre Sözleşmeleri gibi uluslararası anlaşmalar, sivillerin kasten öldürülmesini, işkence edilmesini ve insanlık dışı muameleye maruz bırakılmasını yasaklar. Bu tür eylemler, savaş suçu olarak kabul edilir ve failleri hakkında uluslararası mahkemelerde dava açılabilir.
Bu itirafların ardından, uluslararası toplumun harekete geçmesi ve sorumluların yargılanması bekleniyor. Savaş suçlarının cezasız kalmaması, benzer olayların yaşanmasının önüne geçmek için büyük önem taşıyor.
Afganistan ve Irak'ta Yaşananlar
Afganistan ve Irak, uzun yıllar süren savaşların ve çatışmaların etkisi altında kaldı. Bu süreçte, milyonlarca insan hayatını kaybetti, milyonlarcası ise yerinden yurdundan oldu. Savaşın yarattığı yıkım, sadece fiziki değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal boyutlarda da derin izler bıraktı.
- Afganistan: Sovyet işgali, iç savaş ve Taliban yönetimi gibi zorlu süreçlerden geçen Afganistan, 2001 yılında ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin müdahalesiyle yeni bir döneme girdi. Ancak, savaş ve çatışmaların sona ermemesi, ülkenin istikrara kavuşmasını engelledi.
- Irak: 2003 yılında ABD'nin Irak'ı işgali, ülkede büyük bir siyasi ve sosyal kargaşaya yol açtı. IŞİD gibi terör örgütlerinin ortaya çıkması, ülkenin istikrarını daha da bozdu.
Bu iki ülkede yaşananlar, savaşın insanlık üzerindeki yıkıcı etkilerini açıkça gösteriyor. Sivillerin korunması, uluslararası hukukun ve insanlığın ortak sorumluluğu olarak kabul edilmelidir.
Eski İngiliz özel kuvvetler mensuplarının itirafları, savaşın karanlık bir perdesini araladı. Bu itiraflar, sadece geçmişle yüzleşmek için değil, gelecekte benzer olayların yaşanmasını engellemek için de önemli bir fırsat sunuyor. Savaş suçlarının cezasız kalmaması, adaletin sağlanması ve sivillerin korunması için uluslararası toplumun birlikte hareket etmesi gerekiyor.