Hasan Abi'nin Dergahı: AKP'den Düşenlerin Nostalji Durağı mı?
Dünya

Hasan Abi'nin Dergahı: AKP'den Düşenlerin Nostalji Durağı mı?


08 June 20255 dk okuma11 görüntülenmeSon güncelleme: 17 June 2025

Yusuf Ziya Cömert'in Karar gazetesindeki "Hasan Abi’nin dergâhı" başlıklı yazısı, karikatürist Hasan Aycın'ın ofisinin ilginç atmosferini ve burada yaşananları gözler önüne seriyor. Cömert, Aycın'ın ofisini bir dergaha benzeterek, o dönemde orada yaşanan entelektüel etkileşimleri ve dostane ortamı anlatıyor. Yazı, sadece bir ofis ortamının ötesinde, bir dönemin yazın dünyasına ışık tutuyor.

Hasan Abi'nin Ofisi: Bir Dergah mıydı?

Cömert, Hasan Aycın'ın ofisini neden bir dergaha benzettiğini şu sözlerle açıklıyor: "Hasan Abi’nin (Aycın) ofisi, Aycan Grafik dergâh gibiydi. Hayır, hayır, bir şeyh-mürit ilişkisi yoktu orada. Daha çok dostane bir ortam vardı. Hasan Abi’nin de bir ağabey olarak hatırı, saygınlığı vardı elbette. Ama aynı zamanda bir iş yeriydi." Bu sözler, ofisin hem profesyonel bir çalışma ortamı olduğunu hem de samimi ilişkilerin kurulduğu bir mekan olduğunu gösteriyor. Kitaplar, dergiler hazırlanırken, yazarlar ve yayıncılar da bu ortama dahil oluyor, fikir alışverişinde bulunuyordu.

Cömert, o dönemde ofise sıkça gelen isimlerden de bahsediyor: "İsmet Özel, Çıdam Yayınları’nın kitaplarını orada hazırlatırdı mesela. Dergâh Yayınları yakınlardaydı. Mustafa Kutlu ve İsmail Kara zaman zaman uğrardı." Bu isimler, ofisin sadece bir çalışma alanı değil, aynı zamanda önemli entelektüel figürlerin buluşma noktası olduğunu da ortaya koyuyor. Hasan Aycın'ın karizmatik kişiliği ve sanata olan tutkusu, bu ortamı daha da özel kılıyordu.

Ofisin Atmosferi ve Çalışma Şartları

Yusuf Ziya Cömert, yazısında ofisin atmosferini ve çalışma şartlarını da detaylı bir şekilde anlatıyor. Kitap kapakları, vinyetler tasarlanırken, yazarlar ve yayıncılar da bu sürece dahil oluyor, fikirlerini paylaşıyordu. Bu durum, ofisin sadece bir üretim merkezi olmadığını, aynı zamanda yaratıcı bir laboratuvar olduğunu da gösteriyor.

Ofiste yaşanan bu yoğun ve verimli çalışma ortamı, o dönemin yazın dünyasına önemli katkılar sağlıyordu. Hasan Aycın'ın liderliğindeki bu ekip, birçok önemli eserin ortaya çıkmasına vesile olmuştu. Bu açıdan bakıldığında, ofisin bir dergah olarak nitelendirilmesi hiç de abartılı sayılmaz.

Geçmişten Günümüze Bir Köprü

Yusuf Ziya Cömert'in yazısı, sadece geçmişe bir yolculuk değil, aynı zamanda günümüzdeki yazın dünyasına da bir mesaj niteliği taşıyor. O dönemde yaşanan samimi ilişkiler, entelektüel etkileşimler ve yaratıcı çalışma ortamı, günümüzde de özlemle anılıyor. Bu yazı, geçmişten ders çıkararak, daha verimli ve anlamlı bir yazın dünyası yaratma çağrısı olarak da yorumlanabilir.

Hasan Aycın'ın ofisi, sadece bir çalışma alanı değil, aynı zamanda bir okul, bir dergah ve bir ilham kaynağıydı. Yusuf Ziya Cömert'in bu güzel yazısı, o dönemin ruhunu günümüze taşıyarak, bizlere unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Umarız, bu türden mekanlar ve insanlar, günümüzde de varlığını sürdürür ve yeni nesillere ilham kaynağı olmaya devam eder.