ABD Başkanı Donald Trump yönetimi ile Harvard Üniversitesi arasındaki gerilim tırmanıyor. ABD Eğitim Bakanlığı ve Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı, Harvard Üniversitesi ve özellikle de "Harvard Law Review" dergisi hakkında soruşturma başlattı. Soruşturmanın nedeni ise derginin makale seçim sürecinde ırkı temel aldığına dair ciddi iddialar.
Harvard Law Review Dergisine Irkçılık Soruşturması
Yapılan açıklamada, soruşturmanın derginin "yazarların ırkına göre tercihte bulunduğu ve liyakatin geri plana atıldığı" yönündeki vahim iddiaları araştıracağı belirtildi. İnceleme, derginin mali bağlantılarını, denetim prosedürlerini, üyelik ve makale yayımlama seçim politikalarını kapsayacak. Bu soruşturma, federal hükümetten hibe alan kurumların ırk temelinde ayrımcılık yapmasını yasaklayan 1964 tarihli Sivil Haklar Yasası'nın 6. Başlığının ihlal edilip edilmediğini tespit etmeyi amaçlıyor.
Trump ve Harvard Arasındaki Anlaşmazlık Neden Kaynaklanıyor?
Trump yönetimi, Harvard dahil birçok üniversiteye yönelik olarak, özellikle Filistin'e destek için düzenlenen kampüs protestoları ile çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını gerekçe göstererek, federal fonları dondurma tehdidinde bulunmuştu. Bu bağlamda, Harvard'a sağlanan 2,2 milyar dolarlık fonun ve 60 milyon dolarlık sözleşme bedelinin dondurulmasına karar verilmişti. Üniversite ise federal hükümetin bu kararının hukuka aykırı olduğunu savunarak Trump yönetimine dava açmıştı. Bu soruşturma, zaten gergin olan ilişkileri daha da karmaşık hale getirecek gibi görünüyor.
Soruşturmanın Muhtemel Sonuçları Neler Olabilir?
Harvard Üniversitesi ve özellikle de "Harvard Law Review" dergisi hakkında başlatılan bu soruşturma, üniversitenin itibarını zedeleyebilir ve finansal kaynaklarına erişimini zorlaştırabilir. Eğer soruşturma sonucunda ırkçılık yapıldığı tespit edilirse, üniversiteye ciddi yaptırımlar uygulanabilir. Bu durum, diğer üniversiteler için de emsal teşkil edebilir ve benzer iddiaların ortaya atılmasına zemin hazırlayabilir. Trump yönetiminin bu hamlesi, eğitim kurumları üzerindeki baskısını artırma stratejisinin bir parçası olarak da değerlendirilebilir. Sonuç ne olursa olsun, bu soruşturma Amerikan yükseköğretim sistemi üzerinde derin etkiler bırakacak gibi duruyor.
