
Doğu Türkistan'da Neler Oluyor? Dünyanın Sustuğu Çığlık!
Doğu Türkistan, adını duyunca içimizi bir ürperti kaplayan, dünyanın gözlerini kapattığı bir coğrafya. Burada, kendi topraklarında esir hayatı yaşayan Uygur Türkleri'nin sessiz çığlıkları yankılanıyor. Camiler suskun, okullar bomboş ve her geçen gün, kimlikleri, kültürleri ve inançları ellerinden alınan binlerce insanın hikayesi karanlığa gömülüyor. Peki, Doğu Türkistan'da neler oluyor? Bu zulme neden sessiz kalınıyor?
Uygurlara Yönelik Baskılar ve İnsan Hakları İhlalleri
Çin hükümetinin Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerine yönelik uyguladığı baskılar, uluslararası kamuoyunun gündeminden düşmüyor. Sözde "eğitim kampları" adı altında kurulan toplama merkezlerinde, milyonlarca Uygur Türkü zorla tutuluyor. Bu kamplarda, sistematik işkence, beyin yıkama ve asimilasyon politikaları uygulanıyor.
- Zorla siyasi eğitim
- Dini inançların yasaklanması
- Kültürel kimliğin yok edilmesi
- Zorla kısırlaştırma ve kürtaj
Uygurların temel insan hakları ihlal ediliyor, seyahat özgürlükleri kısıtlanıyor, iletişimleri engelleniyor ve dini vecibelerini yerine getirmeleri yasaklanıyor. Bu zulüm, sadece Doğu Türkistan'da değil, tüm dünyada yaşayan Uygurları derinden etkiliyor.
Dünya Neden Sessiz?
Doğu Türkistan'da yaşanan insanlık dramına rağmen, uluslararası toplumun sessizliği dikkat çekiyor. Çin'in ekonomik gücü ve siyasi nüfuzu, birçok ülkenin bu konuda sessiz kalmasına neden oluyor. Ancak, bazı insan hakları örgütleri ve hükümetler, Uygurlara yönelik baskıları kınayarak, Çin'e yaptırım uygulanması çağrısında bulunuyor.
Uluslararası toplumun bu zulme karşı daha yüksek sesle tepki göstermesi, Uygur Türklerinin sesi olması ve Çin'e baskı yapması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, insanlık onuru ve evrensel değerler, ekonomik çıkarların üzerinde tutulmalıdır.
Doğu Türkistan'da yaşananlar, modern dünyanın en büyük insanlık dramlarından biri olarak tarihe geçiyor. Uygur Türkleri'nin sesi olmak, onların haklarını savunmak ve bu zulme dur demek, hepimizin insanlık görevidir. Sessiz kalmak, suça ortak olmaktır. Unutmayalım, "Zulme sessiz kalan, zulmü onaylamış olur."









