
Cari Açık Alarm Veriyor! Tatil ve Yatırımda Tehlike Çanları Mı?
Türkiye ekonomisi için kritik öneme sahip olan cari açık, enerji fiyatlarındaki düşüşle bir nebze rahatlamışken, tatil harcamalarındaki beklenmedik artış ve yurt dışı gayrimenkul yatırımlarının rekor seviyelere ulaşmasıyla yeniden gündeme geldi. Peki, bu durum cari açıkta yeni bir tehlike sinyali mi veriyor? İşte detaylar...
Cari Açıkta Yeni Risk Alanları
Yeni yıldan itibaren cari açığın aylık bazda dört milyar dolar civarında seyretmesi beklenirken, Mart ayında gerçekleşen 4,08 milyar dolarlık açıkla birlikte yılın ilk çeyreğinde toplam 12,28 milyar dolarlık bir açığa ulaşıldı. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26'lık bir artış anlamına geliyor. Cari açığın bu denli yükselmesinde etkili olan faktörler ise dikkat çekiyor. Enerji fiyatlarındaki düşüşe rağmen, tatil harcamalarındaki artış ve yurt dışı gayrimenkul yatırımları, dış ticaret dengesini olumsuz etkiliyor.
Yurt dışı gayrimenkul yatırımlarının rekor kırması ve turizm giderlerindeki sert yükseliş, cari açıkta yeni risk alanları oluşturuyor. Özellikle Türk vatandaşlarının yurt dışında yaptıkları tatil harcamalarındaki artış, döviz çıkışını hızlandırarak cari açığın büyümesine katkıda bulunuyor.
Turizm Giderlerindeki Artışın Sebepleri
Turizm giderlerindeki artışın temel nedenleri arasında şunlar sayılabilir:
- Döviz kurundaki yükseliş: Türk lirasının değer kaybetmesi, yurt dışı tatillerin maliyetini artırsa da talebi düşürmedi.
- Gelir seviyesindeki artış: Orta ve üst gelir grubundaki vatandaşların gelirlerindeki artış, yurt dışı tatil harcamalarını da beraberinde getirdi.
- Alternatif turizm arayışları: Vatandaşlar, farklı kültürleri deneyimlemek ve yeni yerler keşfetmek amacıyla yurt dışı tatillerine yöneliyor.
Cari Açıkta Beklenen Gelişmeler
Ekonomistler, cari açıktaki bu yükselişin sürdürülebilir olmadığını ve önümüzdeki dönemde bazı önlemler alınması gerektiğini belirtiyor. Özellikle yurt dışı gayrimenkul yatırımlarına yönelik düzenlemeler ve turizm sektöründe yerli turizmin teşvik edilmesi gibi adımların atılması, cari açığın kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Aksi takdirde, cari açıktaki artışın devam etmesi, Türkiye ekonomisi üzerinde baskı oluşturabilir ve finansal istikrarı tehdit edebilir.
Sonuç olarak, cari açıktaki enerji kaynaklı iyimser tabloya rağmen, tatil harcamalarındaki ve yurt dışı gayrimenkul yatırımlarındaki hızlı artış, dikkatle takip edilmesi gereken bir durum. Bu iki kalemde yaşanan gelişmeler, Türkiye ekonomisi için yeni risk alanları oluşturuyor ve önümüzdeki dönemde alınacak önlemler, cari açığın seyrini belirleyecektir. Cari açığın kontrol altına alınması, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi ve finansal istikrarı için hayati önem taşıyor.









