ABD'de son günlerde yaşanan olaylar, göçmen karşıtı politikaların giderek arttığına dair endişeleri körüklüyor. Başkent Washington DC'de polis ekiplerinin restoranlara düzenlediği baskınlar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Peki, bu baskınların ardında yatan sebepler neler ve neler yaşandı?
Restoran Baskınları: Göçmen Avı mı?
ABD medyasında yer alan haberlere göre, ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza) ajanları, Washington DC'de en az 9 restoran ve iş yerini basarak, çalışanların çalışma izinlerini kontrol etti. Sabah saatlerinde habersiz bir şekilde yapılan baskınlarda, iş yeri sahipleriyle yaklaşık 90 dakika boyunca görüşmeler yapıldı ve personelin yasal olarak çalıştığını gösteren belgeler talep edildi.
Baskınlarda şu ana kadar herhangi bir gözaltı yaşanmazken, ICE görevlilerinin iş yeri sahiplerine kontroller için tekrar gelecekleri uyarısında bulunduğu belirtildi. Bu durum, iş yeri sahipleri ve çalışanlar arasında büyük bir tedirginlik yaratmış durumda.
Yerel FOX5 kanalının haberine göre, hedef alınan restoranlardan birinin, ulusal televizyon kanalı CBS News'un tanınmış sunucusu Norah O'Donnell'in eşine ait olduğu ifade edildi. Bu durum, olayın kamuoyundaki yankısını daha da artırdı.
Belediye Başkanı'ndan Tepki
Washington DC Belediye Başkanı Muriel Bowser, gazetecilere yaptığı açıklamada, kendisine ulaşan haberleri "huzursuz edici" bulduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Suçluları hedef aldıkları görüntüsü bile vermeden ICE ajanlarının restoranlarda veya mahallelerde dolaştığı anlaşılıyor. Bu rahatsız edici bir etki yaratıyor."
Bowser ayrıca, başkent polisinin söz konusu baskınlara hiçbir şekilde dahil olmadığını da vurguladı.
Trump Dönemi Göçmen Politikaları
ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldikten sonra düzensiz göçle mücadele için başkanlık kararnamesi imzalayarak ICE'nin yetki alanını genişletmişti. Bu süreçte ICE ajanları, okul ve kiliseler dahil olmak üzere düzensiz göçmenlere karşı baskınları artırmıştı. Bu durum, insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından sert bir şekilde eleştirilmişti.
Bu baskınların, Trump döneminde başlayan ve Biden yönetimi tarafından da kısmen devam ettirilen göçmen karşıtı politikaların bir sonucu olup olmadığı tartışılıyor.
Olayın Sonuçları ve Etkileri
ABD'de yaşanan bu son olaylar, göçmenlerin yaşadığı tedirginliği ve ayrımcılık endişelerini artırmış durumda. Özellikle çalışma izni olmayan göçmenlerin, gelecekteki olası baskınlar ve sınır dışı edilme korkusuyla yaşadığı belirtiliyor.
Bu durumun, ABD'deki göçmen politikalarının daha da sertleşmesine ve insan hakları ihlallerinin artmasına yol açabileceği endişesi taşınıyor. Ayrıca, bu tür baskınların, toplumda kutuplaşmayı artırabileceği ve farklı etnik gruplar arasındaki gerginliği tırmandırabileceği de unutulmamalıdır.
